EDİTÖRDENEditörden

7194 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrası Anayasaya aykırı…

12 Eylül 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan, Anayasa Mahkemesinin 18 Mayıs 2023 tarih ve E:2020/11 K:2023/98 sayılı kararıyla, 7194 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrası Anayasaya aykırı bulunarak iptal etti.

İptal edilen düzenleme, beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerinin yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarının, sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine ilişkin.

Kapsam

12.09.2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 18.05.2023 tarih ve E:2020/11 K:2023/98 sayılı kararıyla, 7194 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrası Anayasaya aykırı bulunarak iptal etti

1. İptale Konu Düzenleme ve İptal Edilen Hüküm

07.12.2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı

Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la, “dijital hizmet vergisi” adı altında yeni bir vergi ihdas edilmişdi.

Kanun’un iptal davasına konu 7. maddesi vergi güvenliğine ilişkin olup;

  • Birinci fıkrasında, beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından ihtarda bulunulması ve bu durumun Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilmesi,
  • İkinci fıkrasında, ilandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilmesi ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilmesi, engelleme kararlarının gereğinin bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilmesi,

hükme bağlanmıştır.

Kanun’un 7. maddesinin yukarıda özetlenen ikinci fıkrası iptal davasına konu olmuş, Anayasa Mahkemesinin yukarıda bahsedilen kararıyla, söz konusu fıkra Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Kanun’un iptali istenen düzenlemesinin de yer aldığı “Vergi Güvenliği” başlıklı 7. maddesi aşağıdaki gibidir:

Vergi güvenliği

MADDE 7- (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabilir ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilir.

(2) İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.

(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.

2. Anayasa Mahkemesi Kararının Gerekçesi

Anayasa Mahkemesi Kararında;

  • Fiziki olarak bir işyeri bulunmayan, genellikle elektronik ortamda faaliyet gösteren dijital hizmet sağlayıcılarının vergisel yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için yetersiz kaldığı anlaşılan geleneksel vergi güvenlik önlemleri yerine tüm faaliyetlerini yürüttükleri internet sitesi üzerinden birtakım önlemlere başvurulmasının doğal olduğu ancak hukuken korunması gereken amaçla bu amacı gerçekleştirmek için kanunda tanımlı hukuki himaye yönteminin yani aracın orantılı olması gerektiği, bu bağlamda eğer bireyin hak ve özgürlüklerine daha az zarar verebilecek bir tedbir varsa onunla yetinilmesi veya öncelikle bu tedbire başvurulması gerektiği,
  • Beyanname verme ve vergi ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere erişimin engellenmesinin, en ağır yaptırım olan internet sitesinin bütününün erişime engellenmesi anlamına geldiği,
  • İnternet trafiği bant genişliğinin kademeli olarak daraltılması gibi daha hafif kısıtlamaların öncelikle uygulanması, bu kısıtlamalara rağmen vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda daha ağır yaptırımlara başvurulması ve son aşamada dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere internet sitesinin tamamına erişimin engellenmesi yolu öngörülerek kademeli bir vergi güvenlik tedbiri ihdas edilmesi mümkünken doğrudan erişimin engellenmesine karar verilmesinin hükme bağlanması suretiyle hizmet sağlayıcılarına aşırı külfet yüklendiği, teşebbüs özgürlüğü ile kamu yararı arasında bulunması gereken makul dengenin bozulduğu, bu itibarla kuralla teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğu ve ölçülülük ilkesini ihlal ettiği,

sonucuna ulaşmış ve açıklanan nedenlerle iptal davasına konu fıkrayı, Anayasanın 13. ve 48. maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir.

Öte yandan, 7194 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin iptali nedeniyle, bu fıkranın uygulama olanağı kalmayan ikinci cümlesi de iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, iptal hükümlerinin, kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.