Ceza İnfaz Sistemindeki Çocuklar İçin Hak Temelli Adımların Atılsın..
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Ceza İnfaz Sistemindeki Çocuklar İçin
Hak Temelli Adımların Atılması Gerektiğini açıkladı.
Dernek yaptığı yazılı açıklamada, ”
Türkiye hapishanelerinde tutulan çocuklar, genel çerçevede adalet sisteminin çocuğun üstün yararını
gözetmeyen düzenlemeler içermesi, özelde ise infaz sisteminin çocukların risk ve ihtiyaçlarına göre
yapılandırılmaması dolayısıyla daha ağır cezalandırmalar ve neticesinde hak ihlalleriyle
karşılaşmaktadır. Nihai savunumuzun çocuk hapishanelerinin kapatılması olduğunu hatırlatarak bunun
için alanın ihtiyaçlarının tespit edilmesi, hapsetmenin alternatifleri üzerinde çalışılması, Çocuk Koruma
Kanunu’nun yargı önüne suç işlediği iddiasıyla çıkarılan çocuklar için de aktif bir şekilde uygulanmaya
başlaması gerekmektedir. Kısa vadede ise hapishanelerde tutulan çocukların hapsedilmekten kaynaklı
yaşadığı hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için somut adımlar atılması gerekmektedir.
2020’nin Mart ayından beri pandemi önlemleri kapsamında mahpusların tutulma şartları da idari
kararlar ve uygulamalarla daha ağır bir sürece girmiştir. Bunun yanında mevzuat değişikliğiyle birlikte
hapishanelerde tutulan çocukların bir kısmı, koşullu salıverilme hesaplamalarının değişmesiyle tahliye
olmuş, eğitimevlerindeki hükümlü çocuklar COVID-19 izniyle geçici olarak kurumlardan ayrılmıştır. Bu
değişikliklerle son paylaşılan verilere göre1 Türkiye hapishanelerinde 12-18 yaş arasında 1.066’sı
tutuklu, 518’i hükümlü olmak üzere toplamda 1.584 çocuk bulunmaktadır. İnfaz sisteminin yapısı
gereği aile, okul, sosyal gelişim ortamlarından uzaklaştırılan mahpus çocuklar; eğitim, özel hayat ve aile
yaşamı, sağlık, sosyal gelişim haklarından salgın şartları altında daha da uzak kalmıştır.
Son durumda yasal düzenlemeler ve mevcut uygulamalar bize göstermiştir ki;
• Koronavirüs salgınının kontrol altına alınması için alınan önlemler, infaz uygulamalarında sürekli bir
tecrit haline dönmüştür ve bu şartlar altında çocuklar için tecrit de salgın kadar tehlikeli bir hal
almıştır.
Salgın şartlarında ülkedeki tüm çocuklar eğitimden, sağlığa erişimden, sosyal ortamlarından, kişisel
gelişim imkanlarından uzaklaşırken mahpus çocuklar için bu uzaklaştırmanın adalet sisteminin
öngördüğü bir infaz rejimi olduğunun farkına varılmalı ve çocuk haklarına aykırı bu
düzenlemelerden vazgeçilerek çocukların üstün yararının gözetileceği şartlar sağlanmalıdır. Salgın
dönemi için çocukların hem salgına karşı hem de salgın önlemlerinin etkilerine karşı korunması için
tahliye edilerek güvenli yaşam alanlarına gönderilmeleri gerekmektedir.
• Eğitim evlerinde tutulan çocukların covıd-19 izniyle salgın döneminde hapishanelerde tutulmasının
önüne geçilmişken tutuklu çocukların tahliyesine karar verebilecek merci olan yargı makamlarında
salgın riski göz ardı edilmekte ve çocukların tutuklu yargılamaları devam etmektedir. Türkiye’nin de
taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de açıkça yer aldığı üzere çocukların
tutuklu yargılanmasının başvurulacak son yöntem olması ve asgari süreyle uygulanması
gerekmektedir (Sözleşme madde 37). Buna karşın tüm zamanlarda tutuklu çocukların sayısı dikkate
alındığında uygulamanın bu ilkeyi karşılamadığı anlaşılmaktadır.
Yargılamanın öznelerini oluşturan hakim, savcı ve avukatların Türkiye’nin uymakla yükümlü olduğu
bu sözleşmenin yerine getirilmesi için adalet sistemini güçlendirecek sorumluluğu üstlenmesi ve
çocukları destekleyecek alternatif tedbirlerle çocuk tutukluluğunun istisnai bir uygulama olması
gerekmektedir.
• Hapsedilme kurumunun amacı ve sınırları aşılarak daha geniş hak kısıtlamalarına sebep olan
mevzuat düzenlemeleri, çocukların üstün yararını ve onarıcı adalet ilkelerini desteklememektedir.
Bunun en yakın kanıtlarından biri, pandemi etkisi altında tahliyeler için hızlandırılan fakat geniş
kapsamlı düzenlemelerin tartışılmadan geçirilmesine sebep olan Nisan 2020 değişiklikleridir. Bu
değişikliklerle birlikte çocukların kendi yaşam alanlarının temizliğini yapmaması bir disiplin cezası
sebebi olarak kabul edilmiştir. Çocukların gündelik yaşam alışkanlıklarının dahi disiplin cezasına konu
edilmesi psiko-sosyal anlamda desteklenmedikleri, bunun yerine çok geniş idari yaptırımlarla
kurgulanmış bir hapsedilme sürecini göstermektedir.
İnfaz sürecini ve hatta infaz aşamasına gelmeden çocukların adli sisteme ilk girdiği andan itibaren
haklarında uygulanacak usul ve esasları hak kısıtlamalarıyla belirleme alışkanlığının en kısa sürede
terk edilmesi; bunun yerine çocukların üstün yararı ile, her türlü şiddet, kötü muamele ve
işkenceden korunma, yaşama ve gelişme, katılım haklarını gözetecek bir çocuk adalet sistemi için
gerekli somut adımların atılması gerekmektedir. Bu somut adımların belirleyiciliğinde hakkın
öznesi olan çocukların, alanda çalışan uzmanların, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin
katılımı sağlanmalıdır.
• Hükümlü anneleriyle hapishanelerde tutulan 0-6 yaş arası çocukların şartlarıyla ilgili Nisan 2020’deki
değişiklikler, infaz ertelemenin ve denetimli serbestliğin kapsamını genişletmiştir. Tutuklu annelerin
tahliye edilmeleri ve tutuklamanın alternatiflerinin uygulanması için rol, yine yargı makamlarına
düşmektedir.
Yargılama süjelerinin 0-6 yaş arası çocukların risk ve ihtiyaçlarını gözeterek ve annelerin suç
tiplerine dair herhangi bir ayrımcılık doğurmayarak hapsedilmeye alternatif mekanizmaları
devreye sokması beklenmektedir”.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
Hapiste Çocuk Tematik Alanı