EkonomiEKONOMİ

ENERJİ BAĞIMSIZLIĞININ ANAHTARI JEOTERMALDE

–IEA VE AVRUPA KONSEYİ BAŞTA OLMAK ÜZERE ULUSLARARASI
KARAR ALICILAR, ENERJİDE İTHALATA VE FOSİL KAYNAKLARA
BAĞIMLILIĞIN AZALTMASI İÇİN ÜLKELERİN JEOTERMALE YATIRIM
YAPMASINI İSTİYOR.
–JEOTERMAL ENERJİ DERNEĞİ (JED) YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALİ
KINDAP:
–“DÜNYANIN JEOTERMALİ ADETA YENİDEN KEŞFETTİĞİ BİR DÖNEME
GİRİYORUZ.TÜRKİYE, JEOTERMALİN KÜRESEL YÜKSELİŞİNDE DÜNYA
LİDERLİĞİ ROLÜNÜ ÜSTLENEBİLİR.”

 

(Cazibe Ulutaş)

Gelişmiş ülkelerin enerjide dışa bağımlılığı azaltma stratejilerinde önemli payı olan
jeotermal, karbonsuzlaştırma ve temiz enerji geçişi politikalarında da kritik rol üstleniyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşların
değerlendirmelerinde öne çıkan vurgu jeotermal olurken, dünyanın bu alanda en zengin
kaynaklarına sahip ülkesi Türkiye, bu büyük dönüşümün öncülerinden biri olmaya aday.

 2050’YE KADAR BEŞ KAT ARTACAK

Jeotermal kaynaklı enerji üretiminde dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın ise lider ülkesi olan
Türkiye’nin taşıdığı büyük potansiyele dikkat çeken Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim
Kurulu Başkanı Ali Kındap, bu alanda yapılan yatırımların, ülkelere çevresel ve ekonomik
sürdürülebilirlik açısından uzun vadeli fayda sağladığını belirtti.

Bugün dünyada 20 bin Megavat (MW) seviyesinde olan jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi
kurulu gücünün 2050’ye kadar beş kat artarak 100 bin MW seviyesine ulaşacağının
öngörüldüğünü kaydeden Kındap, IEA ve Avrupa Konseyi’nin bu yöndeki politika önerileri ile
jeotermalin adeta yeniden keşfedildiği bir döneme girdiklerine işaret etti.

KÜRESEL TALEBİN 140 KATINI KARŞILAYABİLİR

Türkiye’nin bu yatırım iklimindeki rolünü de değerlendiren Ali Kındap, “IEA’nın öngörüsü,
proje maliyetlerinin düşmeyi sürdürmesi ile jeotermal enerjinin, 2050’ye kadar küresel elektrik
talebindeki artışın yüzde 15’ini karşılayabileceği yönünde. Bugün jeotermal enerjinin %42’si
ısı pompaları aracılığıyla, %26’sı bölgesel ısıtma sistemlerinde, %21’i elektrik üretiminde,
%7’si doğrudan konut ve ticari kullanımlarda, %4’ü tarım ve balıkçılık sektörlerinde, %1’den
azı ise sanayi uygulamalarında tüketiliyor.

Jeotermal enerjinin teknik potansiyeli, mevcut küresel elektrik talebini 140 kat
karşılayabilecek düzeyde. Türk jeotermal sektörünün temsilcileri olarak, ülkemizin bu alanda
dünyanın açık ara lider ülkesi olmaması için hiçbir neden göremiyoruz.” dedi.

Her geçen gün gelişen jeotermal teknolojilerin, dünyadaki mevcut kurulu güç kapasitesini
60 katına çıkarabilecek fırsatı sunduğuna değinen Kındap, bu durumun küresel enerji
dönüşümü için de önemli bir potansiyel oluşturduğunu söyledi.

Dünya genelinde jeotermal kaynakların üçte ikisinin, ısı pompaları ve bölgesel ısıtmada
kullanıldığını hatırlatan JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap; enerji üretimi, jeotermal
seracılık ve termal turizm gibi kullanım alanlarında da büyük bir potansiyelin kullanılmayı
beklediğini vurguladı.

 

TÜRKİYE JEOTERMAL ENERJİDE NASIL BİR 2024 GEÇİRDİ

Jeotermal enerjide Türkiye’nin 2024 görünümünü de değerlendiren Ali Kındap, sektörün
iki yıl süren suskunluk döneminden sonra bu yıl yatırım projelerinde bir miktar canlanma
yaşadığı bilgisini verdi. 2023 yılında izin süreçleri başlatılan jeotermal enerji santrallerinin
kurulu güç büyüklüğünün 300 MW’a yaklaştığını anımsatan Kındap, şu değerlendirmeyi
yaptı:
“Yaklaşık bir bu kadar da geliştirme aşamasında olan proje bulunuyor. Bu yıl,
jeotermal kaynaklı kurulu elektrik enerjisi gücümüzde küçük bir artış yaşadık ve 1715
MW seviyesine yükseldik.

Potansiyelimizin çok altında bir üretime imza atsak da
Avrupa’da lider, dünyada 4’üncü sıradayız. 2024 yılı, sektörümüzün uzun süren
uykudan uyandığı bir yıl oldu diyebiliriz. 2026 yılından itibaren sektörümüzde önemli
bir sıçrama beklemekteyiz.

Özellikle de demir çelik gibi enerji yoğun sektörlerde
faaliyet gösteren şirketlerin jeotermale ilgisinde artış gözlemliyoruz.
Jeotermalin enerji dışı kullanım alanlarında ise hepimizi mutlu eden yatırımlar hızla
devreye alınıyor.

Özellikle jeotermal seracılık alanında Türkiye’yi bir dünya markası
yapacak yatırımlar birer birer devreye alınıyor. 150 bin dönüm jeotermal ısıtmalı sera
potansiyeline sahip olan ülkemiz, bugün itibarıyla 7 bin dönüm jeotermal ısıtmalı
seraya sahip.

Potansiyelimizin yüzde 5’ini bile bulmayan bu kapasitemiz ile dünyada
7'inci, Avrupa'da ise 1'inci sırada yer alıyoruz. Yatırımcılara uygun kredilerle jeotermal
ısıtmalı sera yapabilme imkânı tanıyan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi
Bölgeleri'nde (TDİOSB) 30 bin dönümde potansiyel sera alanı bulunuyor.

Ağrı’dan İzmir’e, Kırşehir’den Yozgat’a, Ankara’dan Kayseri’ye kadar Anadolu ve Trakya’nın her
kentinde jeotermal seracılığa yönelik müthiş bir ilgi gözlemliyor ve bu durumdan çok
mutlu oluyoruz. Türkiye, jeotermalin küresel yükselişinde, tüm entegre kullanım
alanlarında değer yaratarak dünya liderliğini rolünü üstlenebilir.”