Tiyatro SergiTİYATRO-SERGİ

İBB Şehir Tiyatroları’nın Yeni Oyunu “İfigenya”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Euripides’in yazdığı, Ari
Çokona’nın çevirdiği, Serdar Biliş’in yönettiği İfigenya adlı oyunu seyirciyle
buluşturuyor. Oyun, 29 Eylül-2 Ekim 2021 tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi’nde.
Doğu ile Batı arasındaki ilk büyük savaş: Akha ordusu, Truva seferine çıkmak
üzeredir. Birleşik ordu donanmasının sıkıştığı limandan kurtulup harekete
geçebilmesi için rüzgâra ihtiyacı vardır. Başkomutan Agamemnon, Artemis’in kutsal
geyiklerinden birini öldürdüğü için tanrıça da onun rüzgârını kesmiş ve herkesi bu
limana hapsetmiştir. Doksan dokuz kralın ordusu hastalıktan kırılırken, öfkeyle
bekleyen askerlerin gözü Agamemnon’dadır. Başkomutan’ın sadece kendisi ve
makamı değil, başta ailesi olmak üzere, tüm ülke tehlikededir. Agamemnon’un
yapabileceği tek bir şey kalmıştır: En değerli varlığı olan kızı Iphigenia’yı tanrılara
kurban vermek!..
Dramaturgisini Gökhan Aktemur’un, müziğini Burçak Çöllü’nün, sahne-kostüm
tasarımını Gamze Kuş’un, ışık tasarımını Kemal Yiğitcan’ın, efekt tasarımını Gökhan
Suna’nın yaptığı, fotoğraflarını Ahmet Çelikbaş’ın çektiği oyunda Caner Çandarlı,
Ceren Kaçar, Elvan Boran rol alıyor.
İfigenya’nın yönetmeni Serdar Biliş, oyunu nasıl ele aldığını şöyle anlatıyor:
“2020 yılında ‘İphigenia Aulis’te’yi sahnelerken Euripides’in izinden giderek, savaşlar
yüzünden dünyanın içine girdiği krizin yarattığı eşitsizliği, bozulan toplumsal düzeni ve
ataerkil sistem içinde “kadın”ın konumunu ön plana koymaya çalıştık.
Antik eserlerde “halkın ve sağduyunun sesi” olarak kullanılan “koro”yu aynı amaçla
güncele uygun şekilde yorumlayarak “gerçek kişiler”e yer verdik. Eserde işlenen
temaların paralelinde (“kurban”, “evlat sahibi olma”, “vazgeçemeyeceğimiz ahlaki
değerler”, “yaşadığımız topluma dair sorumluluklar”, “ülkü uğruna kendini feda etme”
vb.) toplumun farklı kesimlerinden kadınların, birbirinden farklı görüş, anı ve
düşüncelerini aktararak sözü gerçek sağduyunun sahiplerine teslim etmeyi
amaçladık.”

Euripides’in öncü adımları
Euripides, Atina demokrasisinin paranın egemenliği ve savaşlar yüzünden krize girdiği
döneme, eşitliğin yadsındığı toplumsal düzene kuşkuyla bakmıştır. Tanrısal yasaların
yerini ekonomik değerlerin alması; ataerkil düzene geçişle birlikte kadının toplumda
ezilmesi; hukuk düzenindeki çelişkiler; köleci eşitsizliğin derinleşmesi karşısında
bireyin ve özellikle de kadının dünyasına eğilerek savaş karşıtlığının ortaya çıkmasına
yol açmıştır. Euripides’e göre “tuz” kokmuş; Antik Yunan tanrıları ahlaki açıdan artık
yozlaşmıştır. Bu nedenle tanrıların-soyluların yüceliği yerine insanın derinliğine
eğilmiştir.
Tiyatroda pek çok unsurun öncüsü olan Euripides’in eserleri yeni dilsel biçemle
mecazi olmaktan kurtularak şiirsellikten uzaklaşmış ve doğalcı niteliğe bürünmüştür.
Bir tragedya yazarı olarak Euripides’in en radikal adımlarından biri ise “koro”nun
işlevini en aza indirerek bireysel derinliği yüksek karakterlerin çelişkilerini akılcı bir
tartışmayla ortaya koymasıdır.
Truva’da “Hektor’un İntikamı”…
Truva Savaşı, destandaki öykü ve karakterler değişik varyantlarıyla birlikte resim,
müzik, heykel, fresk, sinema, opera, tiyatro gibi farklı disiplinlerden pek çok esere
kaynaklık etmiştir.
99 kralın, on binlerce askerden bir araya gelen ordunun, adını tarihe kanla yazdırmak
isteyen “kahramanlar”ın 9 yıl boyunca savaşmalarının tek sebebi bir kadının
kaçırılması değil, ticaret yollarını ele geçirmeye dayalı sömürgeci bir bilinçtir.
Troia kentinin ilk sakinleri kutsal saydıkları İda Dağı’na yerleşmiştir. (“İda”
kelimesinin “doğuran”, “gören – bilen” gibi anlamları da vardır. Bugün Kaz Dağları
olarak bilinen İda, destanda “hayvanların ve ağaçların anası” olarak geçer.) Zeus,
Truva Savaşı’nı İda Dağı’ndan izlemiştir. Türk edebiyatı ve folklorunda “kaz çobanı”
Sarı Kız efsanesi önemli bir yer tutmakla beraber İphigenia’yla benzer motifler taşır.
Troya Savaşı, Doğu ile Batı arasındaki bilinen ilk savaş olarak kabul edilir. Troia antik
kentini tarih içinde Pers Kralı Kserses, Büyük İskender, Bizans İmparatoru İulianus,
Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal Atatürk ziyaret etmiştir. Bu
anlamlı ziyarette devlet adamlarının hep aynı repliği söylediği rivayet
edilir: “Hektor’un intikamını aldım…”
Troia Savunması’ndan yaklaşık 3 bin yıl sonra gerçekleşen Gelibolu savunmasına işgal
kuvvetlerinin İngiltere’den gönderdiği geminin isminin Agamemnon olması, Mondros
Mütarekesinin Limni adasında yine Agamemnon isimli gemide imzalanması tesadüf
değildir.