İflaslar 2022’de yüzde 10, 2023’te yüzde 14 artacak
Küresel İflaslar Raporu
İflaslar 2022’de yüzde 10, 2023’te yüzde 14 artacak
Allianz Trade’in Küresel İflaslar Raporu’na göre ticari
iflaslar 2022 yılında yüzde 10, 2023’te ise yüzde 14 artışla
salgın öncesi seviyelere yaklaşacak. Türkiye’de ise yüzde
12 artışla 19.200 iflas vakası öngörülüyor.
Alacak sigortasında dünya lideri Allianz Trade, “Küresel İflaslar Raporu”nu yayınladı. Rapora
göre, üst üste iki senelik düşüşün ardından ticari iflaslar 2022 yılında yüzde 10, 2023 yılında ise
yüzde 14 artışla salgın öncesi seviyelere yaklaşacak. 2022 yılında özellikle, Fas ve Türkiye’de
iflaslarda yaşanacak artış nedeniyle (Türkiye’de yüzde 12 artışla 19.200 iflas) Afrika ve Orta ve
Doğu Avrupa’da, 2022 yılında iflas sayıları rekor seviyelere ulaşacak. Rusya’da da
moratoryumun sona ermesinden sonra iflaslarda artış olacak (2023 yılı için 14.200 vaka).
Brezilya’da 2022 yılında iflaslarda bir artış olacak olsa da (yüzde 15) Latin Amerika’da ticari iflas
rakamları 2023 yılından önce Covid-19 öncesi seviyeleri aşmayacak.
Allianz Trade, 2022 yılında her üç ülkeden birinde iflas sayısının Covid-19 öncesi seviyelere geri
dönmesini, 2023 yılında da bunun her üç ülkeden ikiye çıkmasını bekliyor. Devlet destekleriyle
2022 yılında Fransa’da ve Almanya’da iflaslar yapay olarak düşük kalacak olsa da (sırasıyla
32.510 ve 14.600 vaka), aynı yıl İngiltere iflaslarda keskin bir artış kaydedebilir (yıllık yüzde 37
artışla 22.305 vaka). İtalya ve İspanya’da da 2021 yılındakinden daha zayıf olsa da iflaslarda
artış bekleniyor (sırasıyla yüzde 6 artışla 8.990 iflas ve yüzde 8 artışla 5.550 vaka). Portekiz
(yüzde 2) ve İsveç’te (yüzde 6) ise ılımlı bir artış olacak. Çin’in iflas seviyesini kontrol altında
tutarak yüzde 1 artışla 8759 vaka kaydetmesi beklenirken, Avustralya, Tayvan’da düşük, Japonya,
Güney Kore, Hong Kong ve Yeni Zelanda’da çok düşük olan iflas seviyelerinin artabileceği öngörülüyor.
Bölgede diğerlerinden ayrışan Singapur’un 275, Hindistan’ın ise 1150 vaka ile yüksek iflas seviyelerine geri
dönmesi bekleniyor. 2022 yılında iflaslarda çok az bir artışın yaşanacağı ve iflas rakamlarının
düşük kalmaya devam edeceği, diğer bölgelere bir istisna oluşturan ülke olarak da 15.500 vaka
ile ABD öne çıkıyor.
3 dayanıklılık işareti kısa vadede iflaslarda büyük bir artışı önlemeye yardımcı olacak
Ukrayna’daki savaş ve Çin’deki yeni karantina önlemleri, şirketler için risk dengesini önemli
ölçüde bozdu. Rapora göre bu iki sorunun yarattığı küresel sorunlar arasında tedarik zinciri
aksaklıkları, ulaşım darboğazları, kıtlıklar ve başta enerji ve emtialar olmak üzere yüksek girdi
maliyetleri yer alıyor. Buna ek olarak, şirketler artık küresel enflasyon artışının dolaylı bir sonucu
olarak daha yüksek fonlama maliyetleriyle karşı karşıya çünkü enflasyonla mücadele dünya
genelinde parasal sıkılaştırmayı hızlandırıyor.
Kısa vadede iflaslarda büyük bir artışı
Allianz Trade, Euler Hermes tarafından sağlanan hizmetleri belirtmek için kullanılan ticari markadır. 2/3
Allianz Trade’e göre kısa vadede iflaslarda büyük bir artışı önlemeye yardımcı olacak 3
dayanıklılık işareti şöyle:
Finans Sektörü Dışında ve borsaya açık şirketlerin nakit varlıkları 2022 yılının başında,
2019 yılındakine oranla yüzde 30 arttı.
Allianz Trade verileri, 2021 yılında iflas etme potansiyeli yüksek olan şirket sayısının
azaldığına işaret ediyor. Belirgin bir düşüş yaşanan iki ülke yüzde 11’den yüzde 7’ye
düşüş ile İtalya ve yüzde 15’ten yüzde 12’ye düşüşle Fransa oldu.
İlk çeyrek kazançlarına yönelik yayınlanan geçici raporlar, borsada işlem gören
şirketlerin maliyet artışlarını fiyatlara beklenenden daha iyi bir şekilde yansıtmış
olduğunu doğruluyor. Allianz Trade’in raporuna göre Mayıs başı itibariyle takip edilen
şirketlerin yüzde 68’i satışlarda ve yüzde 62’si hisse başına kazançta beklentileri aştı.
Kırılganlık unsurlarına dikkat
“Küresel İflaslar Raporu”na göre şirketlerin finansal verilerine daha yakından bakıldığında,
ülkelerin risklere eşit olmayan oranlarda maruz kaldığı görülüyor. Allianz Trade, aşağıdaki
kırılganlık unsurlarına dikkat çekiyor:
Bazı sektör ve firmalar diğerlerinden daha savunmasız. 2021 yılında sektörler bazında
hanehalkı ekipmanları (+8 gün), elektronik (+3 gün) ve makine ve teçhizat (+2 gün) gibi
sektörlerde bu artış ortalamanın üzerindeydi. Girdi maliyetlerindeki artış ve ihtiyati stok
ihtiyacı nedeniyle 2022 yılı için de riskler yukarı yönlü.
Nakit varlık rakamlarına göre de ülkeler ve sektörler arasında farklılıklar var. Nakit
rezervi bakımından Asya firmaları küresel miktarın yüzde 50’sine sahipken, bunu yüzde
24 ile Kuzey Amerika takip ediyor. Nakit biriktirme konusunda sektörler açısından da
yüzde 18 ile ihtiyari tüketim kategorisi en önde gelirken onu yüzde 17 ile sanayi ve yüzde
15 ile teknoloji sektörleri izliyor.
Nakit sıkıntısı bakımından da Avrupa ülkeleri arasında yine farklı dinamikler görülüyor.
Genel olarak nakit harcama dönemleri nakit birikimi dönemlerinden daha fazla iken son
iki çeyrekte ortalama nakit harcamaları daha da arttı. Bu durum özellikle, 2021 yılının
son çeyreğinde Almanya, İtalya, İspanya ve Hollan’da da, 2022 yılının ilk çeyreğinde ise
Fransa’da gözlemlendi.
Büyük ölçekli şirketlerin görece daha dayanıklı olduğunun diğer bir işareti de büyük çaplı
iflasların uzun süredir düşük seviyede seyretmesi. 2022 yılının ilk çeyreğinde kaydedilen
büyük çaplı iflas sayısı 68. Son dört çeyrek için ise bu sayı 260.
Diğer bir risk faktörü, Covid-19 krizinden kaynaklanan yüksek borçluluk. Bu durum faiz
oranları arttıkça borç sürdürülebilirliği sorunlarına yol açabilir. Finans Sektörü Dışındaki
Şirketlerin (FSDŞ) borç toplamının GSYH oranının en çok kötüleştiği yerler Japonya ve
Euro Bölgesi (sırasıyla +13,5yp ve +5,2yp).
Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu
Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler
olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde
belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Bu tür sapmalar, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel
ekonomik koşullar özellikle de Allianz Grup’un temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) finansal piyasaların
performansı (özellikle piyasa oynaklığı, likidite ve kredi olayları), (iii) doğal afetler de dahil olmak üzere sigortalı hasar olaylarının sıklığı
ve şiddeti ve zarar giderlerinin gelişimi, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) özellikle bankacılık
sektöründe kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) Euro-Dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) vergi
düzenlemeleri de dahil olmak üzere yasa ve düzenlemelerdeki değişiklikler, (x) ilgili birleşme konuları ve yeniden yapılanma önlemleri
dahil şirket alımlarının etkileri ve (xi) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin
çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir.