EditördenEDİTÖRDEN

KKTC Taşlaryerine oturdu…

Eğitimci Araştırmacı Yazar Özdinç Akdel
Ulusal Birlik Partisi çalkantılı bir kurultay sürecinden sonra delegelerin sön sözüyle parti
liderini seçti. Artık iç çekişmeleri bir tarafa bırakıp ülke sorunları karşısında kendine düşen
vazifeyi üstlenip yola devam etmek zamanıdır. Bir yandan Kıbrıs sorunu diğer yandan
ekonomik yapılanmadaki sorunlar, bunun üzerine de azınlık hükümetinden kaynaklanan
geciktirilmiş kararlar üst üste geldiğinde Faiz Sucuoğlu’nu ağır bir görev beklemektedir.
Kıbrıs Türk siyasetinin odağında her zaman Kıbrıs sorunu olmuştur. Uluslararası hukuk ve
siyaset literatüründe “Türkiye’nin alt yönetimi” tanımlamasıyla anılan KKTC kaçınılmaz
olarak her zaman iç ve dış siyasette Türkiye’nin himayelerinde ve paralelinde bir yol izlemek
zorundadır. KKTC ekonomik olarak dış faktörler nedeniyle her zaman Türkiye’nin desteğine
muhtaç olduğundan böyle bir paralellik işin doğası gereğidir. Ancak bugün gelinen noktada
bu paralellik yerini kaçınılmaz bir muhtaç ve destekçi ilişkisine bırakmıştır. Bu ilişkinin dışa
yansıma şekli KKTC’nin bir devlet olma niteliğine gölge düşürmektedir. Bu tür bir intiba ayrı
statüler olarak tanınmış “eşit egemen devlet” tezimizi de inandırıcı olmaktan çıkarmaktadır.
İşte özellikle bu bağlamda Faiz Sucuoğlu’nu pozisyon netleştirme açısından önemli bir görev
beklemektedir.
Faiz Sucuoğlu bu noktalardaki hassasiyetin bilincinde bir siyasetçi olarak, yolunu anavatanı
Türkiye’yle belirleyen, Kıbrıs Türk toplumunu Türkiye’den koparmadan bütünlüklü ve
dayanışmacı bir ilişkiyle var olmayı kendine ilke seçen bir partinin liderliğini yapmaya
hazırdır. Topluma önderlik yapacak, Türkiye’yle istişare halinde ortaya çıkacak ekonomik
planlamalarını nitelikli bir yönetim anlayışıyla hayata geçirecek bir tablo çizmek masada
duran ödevlerden biri olacak. UBP’nin başında olduğu kısa süren azınlık hükümetinde
makam edinme ve makama layık olma konusunda da bir itibar zafiyeti yaşanmıştır. Bu
deneyimden sonra mutlaka liyakat göz önünde bulundurulacaktır.
Bir tıp adamı olan Faiz Sucuoğlu kendi mesleğindeki başarısını, etik duruşunu, hümanist
yanını siyaset alanında da koruyan ve partisine büyük katkılar koyan bir siyasi figür olarak
kurultayın sonucundan bağımsız olarak zaten çoğunluğun destek verdiği bir konuma sahiptir.
Bu konumu görmezden gelerek bazı şahsi emeller adına partinin parçalı bir görünüm
sağlamasına katkı koymak elbette ki fayda değil zarar getirecektir. UBP’nin zayıflaması
demek Türkiye-KKTC bağlarının zayıflaması demektir. Son günlerde Hükümetin içine düştüğü
durum önümüzdeki erken seçim açısından pek de elverişli bir durum arz etmeyebilir ancak
Faiz Sucuoğlu’nun liderliğinde erken bir toparlanmanın mümkün olacağı da açıktır.
Başarısızlıklar her açıdan ayaklarına dolaşmış ve buna rağmen makam odaklı bir anlayışla
ülke yönetmeye talip olanların delege karşısında verdiği sınavda derslerini aldığına inanarak
yeni bir sayfa açmak her partilinin arzusudur. Ve elbette ki her şeyden önemlisi partinin
çoğunluğunun desteklediği, güvendiği bir isim olan Faiz Sucuoğlu’nun parti liderliğine
seçilmiş olması partililerin özgüvenin yeniden inşa edilmesi açısından önemlidir.