Ögrenci servislerini rahatlatmak için acilen atıl plakalar değerlendirmeye alınmalıdır…
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Eylül ayı meclis toplantısının açılışında konuşan Yönetim kurulu Başkanı Şekip Avdagiç, “Pandemi nedeniyle atıl hale gelen ve sahiplerinin imkansızlık nedeniyle sattıkları araçların yerine araç koyamayınca, ticari plakaların ellerinde atıl hale düştüğünü, bu nedenle de piyasada öğrenci servislerinde sıkıntı yaşandığını söyledi.
Avdagiç, konuşmasında ekonomiye de değinerek yatırım, ihracat ve sanayiden güç bulan ikinci çeyrek büyümesinin “uzun menzilli büyüme” dönemini başlattığını belirterek, “2021’de yüzde 8 ve üzeri büyüme şansını yakalamış görünüyoruz” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ikinci çeyrek büyümesinin üretim ve yatırımlardan beslenmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Avdagiç, “Yüzde 21,7’lik büyümeyi, bu yönüyle gelecek çeyreklerdeki büyümeyi de garanti altına alacak bir performans olarak görüyoruz. İkinci çeyrekte büyümenin tüketim bacağı da, yatırım bacağı da gayet kuvvetli. Bu arada iç talebin katkısı da büyümede çok belirgin.” ifadelerini kullandı.
Büyümenin motorunun sanayi ve yatırımlar olduğunu vurgulayan Avdagiç, şunları kaydetti: “Yatırımlardaki artış yüzde 20,3. Yatırımların alt kırılımlarına baktığımızda, inşaat yatırımları yüzde 12,2, makine teçhizat yatırımları ise yüzde 35,2 artmış durumda. İç talep yıllık bazda yüzde 22,9, ihracat yüzde 59,9 artış gösterdi. Kamu harcamaları yüzde 4,2 artış ile sınırlı katkı veren kalemlerden, ki bu zaten özel sektör odaklı, sağlıklı bir büyümeye işaret ediyor. Yatırım, ihracat ve sanayiden güç bulan ikinci çeyrek büyümesi ‘uzun menzilli büyüme’ dönemini başlattı. 2021’de yüzde 8 ve üzeri büyüme şansını yakalamış görünüyoruz.”
“YÜZDE 21,7’LİK BU KUVVETLİ ORAN BİZİ REHAVETE DÜŞÜRMEMELİ”
Şekib Avdagiç, baz etkisinden arındırdıklarında da yatırımlarda güçlü bir büyüme ivmesinin devam ettiğinin ortaya çıktığını belirterek, salgın dönemini Türk sanayicisinin çok iyi değerlendirerek büyük yatırımlar yaptığını aktardı.
Bugün açıklanan nisan-haziran aylarını kapsayan 3 aylık ekonomik büyümenin, bu yatırımların karşılığının alındığının göstergesi olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Yüzde 21,7’lik bu kuvvetli oran bizi rehavete düşürmemeli. İş dünyasının yatırım iştahının mutlaka ve mutlaka önünü sürekli açacak politika izlememiz lazım. Stoklarda 5 puan azalma var. Bu kurulu üretim kapasitesinin artırılması gereğini ortaya koyuyor. Bu sebeple yatırım kapasitesi için OSB’lerde yer sorunları çözülmeli, finansman ve ham madde temini imkanları geliştirilmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İşler nasıl diye soruyorlar. Sanayide şu anda işle, siparişle ilgili sıkıntı yok. Talepleri karşılayabilmek için hazır stokları dahi devreye aldığımız bir dönemden geçiyoruz. Bazı üreticilerin çift vardiya çalışmaya döndüğünü biliyoruz. Piyasada iş var ama en çok duyduğumuz 3 şey faiz, eleman, ham madde sıkıntısı” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, üreticinin sipariş tarafında sorun yaşamadığını kaydetti.
Avdagiç, “Üreticimizin iş yapma iştahı yüksek. Siparişte sorun yok. Bizim o siparişi karşılayacak iş yapma iştahımız var.” ifadesini kullandı.
Piyasadaki finansman sıkıntısına karşı “seçici” destek sağlanması önerisinde bulunan Avdagiç, şunları kaydetti: “Yüksek faizin etkisini asıl ortadan kaldıracak belki de tek konu, yatırımcının finansman maliyetinin belli bir kısmının kamu kaynakları tarafından karşılanması. Makine teçhizat yatırımı yapan, doğrudan üretime yönelik tevsi yatırımı yapan, ‘greenfield’ dediğimiz sıfırdan yatırım yapanın kullandığı ki bu daha önceki teşviklerde de vardı, yatırım kredisinin faiz maliyetinin yüzde 40’ı, yüzde 50’si bir fondan karşılanabilir. ‘Bazı sektörlerin faiz maliyetini karşılamıyoruz da’ denilebilir. ‘Sadece orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerdeki yatırımları karşılıyoruz da’ diyebilirler. Yani ‘bu destek topyekun bütün yatırımlar için verilsin’ demiyoruz. Yeşil duyarlılığını artıran, çevre yatırımlarını düzenleyen, atıklarını azaltan yatırımlar gibi çerçeveyi daraltıp seçici bir finansman desteği verilebilir.”
Geleceği güvence altına alacak, kapasiteyi artıracak, yüksek teknoloji ihracatını genişletecek yatırımları destekleyen finansman yapısına ağırlık verilmesini gerektiğini aktaran Avdagiç, “Orta-uzun vadede rekabet sıkıntısı çekmemek için mukayeseli üstünlüğümüzü, kapasitemizi ve teknolojik seviyemizi yükselterek artırmak şart.” ifadesini kullandı.
“SANAYİDE ŞU ANDA İŞLE, SİPARİŞLE İLGİLİ SIKINTI YOK”
Şekib Avdagiç, bir diğer hassas konunun ham madde temini ile ilgili olduğunu vurgulayarak, “Diyorlar ki, demir fiyatlarını devlet düşürsün. Demir fiyatını devlet mi belirliyor? Hayır, Londra Metal Borsası var. Ne yapılabilir? Türkiye’nin kendi iç üretim kaynakları ile buna adım atabiliriz. Nasıl Çin ihracata kısıtlama getiriyor, diyor ki ‘içerideki talebi karşılamadan ihraç edemezsin.’ Bu yaklaşımları dünya metal dengesini bile bozuyor. Bizim de kritik ham maddeler için belki de bunu yapmamız gerek.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin, salgının de etkisiyle Uzak Doğu’dan uzaklaşan siparişler için ideal bir ülke haline geldiğini belirten Avdagiç, bu trendin devamı için tedbirlerin sürmesi gerektiğini kaydetti.
Avdagiç, “Dışarıdan çok pahalı aldığınız ham madde ile ürettiğinizi bugün pahalı satıyorsunuz. Şu an sipariş Çin’e gitmediği için geliyor. Çin, ‘içeride çok büyük pazar var’ dedi. Navlun fiyatları zaten çok yükseldi. Kendine denge kurmaya çalışıyor. O yüzden de sipariş geliyor. Ama yarın rekabet gücü açısından nerede olacağımızı bilmek için bugünden alacağımız tedbirler önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Sanayide en çok duydukları konulardan birinin de eleman sıkıntısı olduğunu belirten Avdagiç, nitelikli ara eleman sorununa çözüm için üniversite mezunu ama iş bulamayan gençlerin de ikincil kurslarla iş dünyasına yönlendirilebileceğini kaydetti.
Avdagiç, “İşler nasıl diye soruyorlar. Sanayide şu anda işle, siparişle ilgili sıkıntı yok. Talepleri karşılayabilmek için hazır stokları dahi devreye aldığımız bir dönemden geçiyoruz. Bazı üreticilerin çift vardiya çalışmaya döndüğünü biliyoruz. Piyasada iş var ama en çok duyduğumuz 3 şey faiz, eleman, ham madde sıkıntısı.” ifadelerini kullandı.
İTO Başkanı Avdagiç’ten iş dünyasına ‘ara eleman ücretlerini gözden geçirme’ çağrısı
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Uzun zamandır ara eleman sıkıntısından bahsediyoruz. Evet, Türk iş dünyası nitelikli ara elemana ödediği ücretleri bu dönemde gözden geçirmek, tekrar değerlendirmek durumunda” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, uzun zamandır ara eleman sıkıntısından bahsettiklerini belirterek, “Bu aynı zamanda bir ücretlendirme, maaş sıkıntısıdır. Evet, Türk iş dünyası nitelikli ara elemana ödediği ücretleri bu dönemde gözden geçirmek, tekrar değerlendirmek durumunda.” dedi.
Avdagiç, iş dünyasının son dönemde sıklıkla dile getirdiği eleman sorunu ve mesleki eğitimin geliştirilmesine yönelik önerilerini paylaştı.
İstanbul’da 630 binden fazla işletmenin üye olduğu İTO’nun Başkanı Avdagiç, artık “ara eleman” değil, “ana eleman” tabirini de kullandıklarını ifade ederek, “İş dünyası, bugünden sonra bu seviyedeki yetenekli mavi yakalılarımıza, personelimize daha makul ücretler ödemek durumunda olacak. Ama büyük resme baktığımız zaman meslek liseleri ile meslek yüksekokullarının kapasitelerinin gözden geçirilmesi ve yeni teknolojilere uygun elemanlar yetiştirilmesi gereği üzerine daha çok düşünmeliyiz.” dedi.
Avdagiç, ara eleman ücretlerinin gözden geçirilmesi konusundaki önerisini anlatırken, “Basit bir örnek vereyim; İstanbul’da bir genç, nasıl ki motorlu kurye olduğunda 7 bin-7 bin 500 lira kazanç elde ediyor. Bu şartlarda söz gelimi bir CNC operatörünü 4 bin-4 bin 500 liraya çalıştırmayı düşünmeniz çok rasyonel olmaz. Ara eleman ücretleri makul seviyeye getirilmeli.” ifadelerini kullandı.
“ÜNİVERSİTE MEZUNU 6 AY KURSA GİDİP CNC OPERATÖRÜ, ERP YETKİLİSİ OLABİLİR”
Şekib Avdagiç, üniversite mezunları için alternatif sanayi eğitimi önerisini aktarırken, üniversite mezunu ancak iş bulamayan, kendisine, ailesine ve iş dünyasına katkı sağlamak için alternatif yön arayanların mutlaka bulunduğunu kaydetti.
“Öncelikle bu gençlerin ortaya çıkmasını sağlayarak, onlara ulaşarak, ihtiyaçlarını ve arzularını karşılayacak şekilde, onları çok hızlı birtakım ikincil kurslarla mesleğe ve iş hayatına kazandırabiliriz” diyen Avdagiç, öğrencinin iş potansiyeli düşük bir bölüm okumuş olabileceğini ya da öğrendiklerini yeterli bulmayabileceğini söyledi.
Avdagiç, “Yeni mezun öğrenci, kendini emek sektörünün ihtiyaç duyduğu, talep ettiği mesleki alanlarda geliştirmek isteyebilir. Söz gelimi 6 ay kursa gidip CNC operatörü, ERP yetkilisi olabilir, kalite kontrolcü olabilir, nitelik gerektiren her görevi alabilir. Sanayinin ihtiyaç duyduğu tüm konularda lojistikten bakım işlerine kadar birçok alanda açık pozisyonlar var. Böylece hem gençlerimizin işsiz kalmasını önlemiş, reel piyasa gereksinim ve gerçekleriyle örtüşen bir çözüm üretmiş oluruz hem de iş dünyasının ihtiyaç duyduğu iş gücünü karşılamış oluruz.” şeklinde konuştu.
Avdagiç, üniversite mezunlarının, alacakları ikincil eğitimle birlikte daha yüksek maaşla işe başlayacakları için iş hayatlarına daha nitelikli şekilde devam edebileceklerini söyledi.
İTO Başkanı Avdagiç, “üniversite mezunları bu eğitimleri tercih etmeyebilir” düşüncesinde olanlar bulunabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti: “‘O kadar üniversite okudum, 6 ay da ilave eğitim aldım, sonra mavi yakalı olacağım’ diye de düşünebilir. Bizim bu düşüncenin olumsuzluklarını ortadan kaldıracak, piyasada geçerli meslek sahibi olmanın önemini vurgulayan tanıtımlara ağırlık vermemiz lazım. Burada temel olan, insani şartlarda ve ücretlerde çalışma imkanının sağlanmasıdır. Gençlerimiz kendi gelecekleri için, ülkemizin geleceği için yeni bir dünya kurmanın kendi tercihleriyle mümkün olduğunu göreceklerdir.”
Meslek liselerinin piyasa beklentilerine uygun olacak şekilde yeniden kurgulanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Mesleki eğitimin müşterisi ağırlıklı olarak elbette iş dünyası. Özel sektörün çok yoğun bir şekilde mavi yakalı yetişmiş, üretime katkı verecek gençlere ihtiyacı var.” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığına yeni atanan Mahmut Özer’in mesleki eğitim konusundaki duyarlılığına şahit olduklarını belirten Avdagiç, “Piyasa beklentileri ile eğitim sisteminin çıktılarını eşleştirecek bir yapıyı hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor. Yeni Milli Eğitim Bakanımızın deneyimiyle mesleki eğitim konusunda sonuç odaklı adımlar atılacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
İTO Başkanı Avdagiç, “İş dünyası olarak, ‘iş veren dostu’ demiyorum , ‘ekonomi dostu’ iş kanununa ihtiyaç duyuyoruz. Mevcut kanundan dolayı, iş veren, yeni istihdam sağlamakta çekingen davranıyor”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İş dünyası olarak, ‘iş veren dostu’ demiyorum dikkatinizi çekerim, ‘ekonomi dostu’ iş kanununa ihtiyaç duyuyoruz. Mevcut kanundan dolayı, Türkiye’de iş veren, yeni istihdam sağlamakta çekingen davranıyor. Çünkü, işveren işçisiyle iş ilişkisinin bitmesinin ardından en az 5 yıl, bazı konularda ise 10 yıl boyunca bazı riskleri taşımaya devam ediyor.” dedi.
Bu kapsamda YEP’teki hedeflerin objektifliği ve rasyonelliğinin de uluslararası kuruluşlarca tescillendiğini dile getiren Avdagiç, “Türk iş dünyası olarak hükümetin ortaya koyduğu, bu yıl için yüzde 0,5, 2020 ve 2021 içinse yüzde 5’lik büyüme tahminlerini yakalayacağımıza ilişkin şüphemiz yok. Çünkü hedefler mümkün, tutarlı ve gerçekleştirilebilir. Bu anlamda uluslararası kurum ve kuruluşlardan ilerleyen süreçte yeni revizyonlar geleceği kanaatindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Şekib Avdagiç, “Konut satışları şu kadar düştü.” ifadesiyle oluşturulmaya çalışılan olumsuz havanın gerçeği yansıtmadığı belirterek, “Son 20 aylık konut satış grafiğine göre, 2019 Ekim’de bu süreçteki en iyi 2. ay satış rakamları gerçekleşti. Faizlerin yükseliş trendinde olduğu dönemde ipotekli konut satışları neredeyse sıfırlanmıştı ancak faizlerin yeniden düştüğü ve enflasyonun dengelendiği bu süreçte tablonun değiştiğini görüyoruz. Geçen ay, Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 525 artış gösterdi. Talep yeniden canlanıyor ve bu da fiyatlara yukarı yönlü yansımaya başladı.”
Şekib Avdagiç, devletin ÖTV indirimini kaldırmış olmasına rağmen, özellikle yurt içinde üretilen otomobillerde kredilerin makul seviyeye gelmesinin ardından otomobil satışlarında da bir artış yaşandığını belirterek, “Bu bize hükümetin adımlarının ne kadar tutarlı olduğunu gösteriyor.” ifadesini kullandı.
Tüketicilerin bir süredir taleplerini ertelediğine işaret eden Avdagiç, iç piyasada bu taleplerin yakın zamanda satışa dönüşmesiyle 2021’nin iş dünyası için çok daha iyi geçeceğini söyledi.
“‘EKONOMİ DOSTU’ İŞ KANUNUNA İHTİYAÇ DUYUYORUZ”
İstihdam artışı için tek başına finansal desteklerin yeterli olmayacağını kaydeden Avdagiç, “Gelecek dönemde istihdamın artacağını ön görüyoruz. Hükümetimizin bu noktada istihdama dönük finansal desteklerini çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak daha önemlisi, biz iş dünyası olarak, ‘iş veren dostu’ demiyorum dikkatinizi çekerim, ‘ekonomi dostu’ iş kanununa ihtiyaç duyuyoruz. Mevcut kanundan dolayı, Türkiye’de iş veren, yeni istihdam sağlamakta çekingen davranıyor. Çünkü, işveren işçisiyle iş ilişkisinin bitmesinin ardından en az 5 yıl, bazı konularda ise 10 yıl boyunca bazı riskleri taşımaya devam ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir iş kanunu yok, böyle bir borçlar kanunu yok. Türkiye’de istihdam ile ilgili süreçlerin yürütülebilir bir noktaya gelmesi gerekiyor. Bizim rakiplerimizden Polonya’da, Romanya’da, Bulgaristan’da, Çekya’da böyle bir iş kanunu yok. 2020’de bu konuda bir gelişme yaşanacağını ümit ediyoruz.”
Esnek çalışmayla ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret eden Avdagiç, “Değişen iş süreçleriyle bağlı olarak evden, uzaktan çalışma devreye girdi. Biz bunu kullanamıyoruz çünkü İş Kanunu’nda bunlar tam olarak aydınlatılmış değil. İş Kanunu bu anlamda teknolojik gelişmeleri göze alarak revize edilmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de emekli olmanın şartları var. Bu şartlar da bu gün ortaya çıkmadı, 10-15 yıl önce bu düzenlemeler yapıldı. Herkesin de bu düzenlemelere tabii olması gerek. Türkiye’deki emeklilik şartlarını eleştirenler diğer ülkelere dönüp baksınlar. Bugün Türkiye kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaş ile OECD’de en erken emeklilik yaşının uygulandığı ülke. Sistemin sürdürülebilirliği, iş hayatının verimliliği adına dünyada standartlar daha katı. Biz ülke olarak çok daha makul nitelendirilebilecek seviyelerdeyiz. Ama bu seviyelerin gelecekte de korunabilmesi için bugün herkesin ortaya konulan düzenlemelere saygı göstermesi şart.”