EKONOMİEkonomi

Yeni yılda üretim planlaması…

Hububat ihracatı 2024’te 11,9 milyar dolar oldu

Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere
temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün 2024
yılı toplam ihracatı 11,9 milyar dolar olarak açıklandı.

Toplam hububat ihracatının 13,5 milyon ton
olarak gerçekleştiği bu dönemde, KG başına ortalama ihracat fiyatları yüzde 3,5 artışla 0,88 dolar
oldu. Haziran-Ekim döneminde uygulanan buğday ithalatı yasağına bağlı olarak, ihracatı yüzde
20,9 azalışla 1 milyar 159 milyon dolar olan buğday ununun toplam hububat ihracatı içindeki payı
yüzde 9,7’e geriledi. 973 milyon dolara ulaşan tatlı bisküvi ve gofret ihracatı yüzde 9,1 artışla
sektör genelinde ikinci sırada yer aldı.

Hububat ihracatının 2,1 milyar doları geçtiği Irak, sektörün
ihracatında en büyük pazar olurken onu 651,6 milyon dolar ile ABD, 517,5 milyon dolar ile Suriye
takip etti. Bu yıl hububat ihracatında yüzde 16,7 artış sağlanan Almanya, dördüncü sıradaki
Cezayir’in hemen arkasından geldi.

“Buğday ithalat yasağının 2025’te esneyeceğini düşünüyoruz”

Geride kalan yılda hububat sektörünün toplam ihracatını etkileyen en önemli gelişmelerin
başında Dahilde İşleme Rejimi kapsamında getirilen buğday ithalatı yasağı olduğunu belirten TİM
Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu yılı şu
şekilde değerlendirdi:

“2002 yılında 1 milyar dolar seviyesindeki ihracatını yıllar içinde 12 milyar dolar seviyesine
yükselten, Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki yüzde 2,7’lik payını günümüzde yüzde 5’in
üzerine çıkaran sektörümüz açısından, alışık olduğumuz yüksek performans seviyesinin altında
sonuç aldığımız bir yıl oldu.

Yaz aylarında katı şekilde uygulanan, 15 Ekim itibarıyla da yüzde 15
kota ile gevşetilen buğday ithalat yasağı, un ihracatımızı miktar olarak geri çekti. Yurt içinde kişi
başına ortalama 250 KG buğday üretebilen, son 11 yıldır buğday unu ihracatında dünya
liderlerini elinde bulunduran bir ülke olarak uyguladığımız kısıtlamalar, küresel piyasalarda
buğdayın daha da ucuzlamasına neden oldu.

Yakın dönemde Tarım ve Orman Bakanlığımıza bu
alandaki talep ve ihtiyaçları arz ettik, 2025 yılında esnemenin genişlemesini bekliyoruz. Bu yıl
sektörümüzün yüzde 7 düzeyinde bir artışla 12,5 milyar doların üzerinde ihracat yaparak, yeni
bir rekora imza atacağına inanıyoruz.”

“Rusya-Ukrayna savaşının sonlanması ticaretimizi olumlu etkileyebilir”

Dünya tahıl üretiminin merkezi haline gelen Karadeniz bölgesindeki gelişmelerin Türkiye’nin
tarımsal ticaretinde çok önemli olduğunu belirten Tiryakioğlu şunları ifade etti:
“ABD’de Başkan Trump’ın görevi devralmasıyla birlikte Rusya-Ukrayna savaşının daha çabuk
sonuca ulaşması ve diplomatik ilişkilerdeki yumuşamaya bağlı olarak gıda ticaretinin olumlu
etkilenmesi bekleniyor.

Dünya hububat ihracatı içinde toplamda yüzde 24 payı bulunan bu iki
ülke de dış piyasalara açılma yönünde, geçiş güzergahı olarak iş birliğimize ihtiyaç duyuyor.
Savaşın sonlanmasıyla birlikte Karadeniz ve Azak Denizi’nde bulunan Odessa, Mariupol ve
Sivastopol gibi önemli limanlar yeniden faal hale gelecektir.

Savaş döneminde alternatif
rotalara kayan bu bölgedeki ürünlerin ticaretinde, gözler yeniden ülkemize çevrilecektir.                                        Türkiye artan lojistik yatırımları, Orta Doğu ve Afrika ile ticaretteki merkezi konumuyla bölgesel
ticarette daha da öne çıkacaktır.

AB ve ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının savaş
koşullarına bağlı olarak gevşemeye başladığı durumda, bu ülkedeki talebe en hızlı yanıt
verenlerden biri olacağımızı düşünüyoruz.

Geçtiğimiz yıl Rusya’da başlayan bulgur tanıtım
projemiz devam ediyor, iletişim alanında yaptığımız yatırımların geri dönüşünün yüksek
olacağına inanıyoruz”

“Tarımsal üretimimizdeki iyileşmeler biraz daha belirginleşecek”
Sektörün önem verdiği konular arasında hammaddeye erişim kadar, öz mal ihracatının da
bulunduğuna dikkat çeken Tiryakioğlu, tarımsal üretimi ve üreticiyi destekleyici uygulamalardan
duydukları memnuniyeti ise şu şekilde ifade etti:

“Tarım ve Orman Bakanlığımızın tarım ve hayvancılığın desteklenmesine yönelik 90 milyar TL'yi
aşan doğrudan destek ödemesi yaptığı bir yılı geride bırakıyoruz. Tarım ürünleri üretici fiyat
endeksindeki artışın yıllık yüzde 50’ye yaklaştığı bu dönemde, maliyet artışları ile fiyat
istikrarsızlıkları gibi olumsuz koşullara karşı üreticiyi destekleyen bu uygulamaları çok değerli
buluyoruz.

Destek ödemelerinin 135 milyar TL’yi bulacağı yeni yılda üretim planlaması
sağlanarak, verim ve kalite artışının sağlandığı koşullarda tarımsal üretimimizdeki iyileşmelerin
biraz daha belirginleşmeye başladığını görebiliriz.

TÜİK verilerine göre tahıl ürünleri üretim
miktarı 2024 yılında, önceki yıla göre yüzde 7,5 oranında azalarak yaklaşık 39 milyon ton olarak
gerçekleşti. Buğday üretimindeki azalma yüzde 5,5 olurken, bu oran arpada yüzde 12’ye,
çavdarda yüzde 15,7’e ulaştı.

Ekim alanlarındaki artışa ve yağışlardaki iyileşmelere bağlı olarak
2025’in daha yüksek rekolteye sahne olacağını, buğday üretiminde 2024’te yakalayamadığımız
22 milyon ton üretim hedefine bu defa ulaşabileceğimizi tahmin ediyoruz”.