Dilek Türker, AKM’deki sahnede devleşti…
Tiyatro SanatçısıDilek Türker,AKM’de Sarah Bernhard oyunu devleşti…
Sarah Benhard ile yeniden sahnelere dönen Dilek Türker, oynadığı karakterle, AKM’de sanatının zirvesinde olduğunu, aldığı alkışlarla ispatladı. Salonu dolduran seyirciler Dilek Türker ve oyun arkadaşı, Tayfun Yılmaz’ıdakikalarca ayakta alkışladılar.
Sarah Berhardt’ın hayatını, onun gibi hayatını tiyatroya adamış bir duayen oyuncu, tiyatromuzun yaşayan efsanesi Dilek Türker i büyük bir zevkle AKM de seyrettik Sarah Bernhardt’ı oynamakla yetinmiyor, Sarah’nın üzerinden kendisini anlatıyor… Usta oyuncu.
Yönetmen Hakan Altıner, Dilek Türker icin düşünceleri şöyle dile getiriyor;
“Bir yanardağ kadar alevli, bir coşkun akarsu kadar saf, bir inci tanesi kadar duru, bir gerdanlık kadar görkemli
Oyunda bir çok karaktere can veren Tayfun Yılmaz İsmet Küntay Tiyatro ödüllerinden ‘2023 En iyi erkek oyuncu ödülü sahibi.
Tiyatro Ayna’nın sahneye taşıdığı
“Bu Bir Efsane Sarah Bernhardt” oyunu
Atatürk Kültür Merkezinde bir kez daha, izleyici ile buluşmuş oldu.
2 Perdeden oluşan, 120 dakika süren. Oyunun künyesi şöyle;
Yazan: John Murrell
Çeviren: Esin Talu Çelikkan- Yönetmen: Hakan Altıner
Oyuncular:
Sarah Bernhardt: Dilek Türker-Pitou: Tayfun Yılmaz
Kostüm ve Dekor Tasarım: Sadık Kızılağaç
Reji Asistanları: Osman Barış Özkoçak, Can Özoğul
Kostüm ve Dekor Tasarım Asistanı: Melis Hafızoğlu
Video Mapping Tasarım: R. Onur Duru, Mısra Candanadam
Fotoğraf Sanatçısı: Özlem Dikel
Işık ve Ses Tasarım: Ufuk Serbest
Yapım Koordinatörü: Beksultan Oğuz
Proje Koordinatörü: Nurgül Yeziz
Sarah Bernhardt’a Sahnede can veren Türk Tiyatrosu’nun yıldız oyuncularından Dilek Türker 13 yıl İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyunculuk yaptı. 12 yıl Almanya’da yaşadı ve tek kişilik oyunlar sergiledi; 1990 yılında İstanbul’a geri dönüp Tiyatro Ayna’yı kurdu. Türk yazarlara özgün projeler yazdırıp sahneledi.
Dilek.Türker oyun sonrasında yaptığımız söyleşide, “. Tiyatro benim aşkım, yoldaşım. Ben tiyatronun, toplumun ve kendimin ‘Soytariçe’siyim. Sahneden, tam 56 yıldır “Kral çıplak” demekten vazgeçmedim. Kendimi keşfettikten sonra, toplumsal kaygıların, karabasanların yerine umut ve güzellik ekmeye çalıştım, bu topraklarda ve dünyada… Sözümü hep tiyatro sahnesinden, tiyatronun estetik dilinden söyledim. Ama hiç çekinmeden söyledim. Kalbimde taşıdığım roller, canlandırdığım kadınlarla… Eğilmeden, bükülmeden, ödün vermeden devam ettim.
Pandemi süreci bir tür durma noktasıydı, benim için de. Evlere kapanmıştık. Üstelik rahatsızdım. Bacağımda oluşan kemik iltihabı nedeniyle yedi ay boyunca, neredeyse hiç kıpırdamadan yatmak durumunda kalmıştım. Fakat boş durmadım; hayat durdu, ben yine durmadım. İki ayrı proje hazırladım. Hazırladım ama, sahneye taşımak için para yok. Evet, para yok!
Yapabileceğim bir şey yoktu. İntiharı, ölümü düşlediğim zamanlar oldu, inanın. Kendimi çaresiz hissediyordum. Ve bir gün Hakan Altıner geldi. ‘Öyle bir proje var ki, derhal ayağa kalkacak, gerekirse bastonla ya da oturarak, bu rolü yaşar kılacaksın ‘ dedi. ‘Hayır, yapamam’ diyemedim. Yenilgi yoktu hayatımda. Çok geçmeden, Hakan Altıner, Halide Edip Adıvar’ın hatıralarından uyarladığı ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı’ ile geldi. Tayfun Yılmaz da oyuna dahil edildi. Sonuçta ilerleyen günlerde daha büyük zorluklarla da karşılaştığımız oldu ama hep olayların üzerine gittik. Geri adım atmayı hiç düşünmedik ve başardık.
Sanat hayatım boyunca canlandırdığım en sevdiğim oyunlardan biridir. Sarah Bernhardt hayatıyla, sanatıyla efsane olmuş birisidir. Gerçekten böylesi bir efsaneyi oynamak benim için onur ve gurur vericidir.
Oyunda, Sahnede geçirdiği bir kaza sonucu sağ bacağı kesilmiş olan Sarah Bernhardt’ın, uşağı Pitou ile geçirdiği bir geceyi anlatan iki kişilik oyunda Sarah Bernhardt rolünün sevyirciye yaşatırken, Pitou rolünde Tayfun Yılmaz başarı ile uşağı canlandırdı.
Tiyatronun bana kazandırdığı en önemli şey, seyircimin beni alkışlamasıdır, bu alkışlar bana,
Sarah Bernhardt,ile Fransız Legion D’Honeur (Onur nişanı)’nı getirdi,
Kazanılan bu Ödüller bir sanatçı için yüreklendirici, gurur verici övgü anlamı taşır. Ödüllerimi Şöyle saymaya çalışırsam ;
- 1973 En İyi Oyuncu Ödülü (İstanbul Şehir Tiyatroları, Osmangiller oyunu)
- 1979 En İyi Oyuncu Ödülü (İstanbul Şehir Tiyatroları, Şvayk İkinci Dünya Savaşı’nda oyunu)
- Çağdaş Eğitim Vakfı Onur Ödülü
- Yüzyıl Eğitim Vakfı “En İyi Sanatçı” Ödülü
- 2009 Rotary Meslek Onur Ödülü
- 2010 “Lions Melvin Jones Ödülü”
- 2011Afife Tiyatro Ödülleri‘nde Nisa Serezli Aşkıner Özel Ödülü